Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atatürk'ün not defterlerinden,
14 Temmuz 1918, Pazar. Matmazel Brandner'i bekliyordum. Karlsbad'ın güneybatısındaki eski şatosuyla tanınan Elbongen'e otomobille gitmeye karar vermiştik. Otomobil Eger nehir kıyısındaki yolu takip ediyordu. Matmazel Brandner Türk ordusuna ilgi duyar gibi görünüyordu. Bana ordumuzun sayısı ve mevcutları hakkında soru sormuştu.
Sayfa 150 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Ordu, 1. Dünya Savaşı'nın ilk dönemlerine göre çok zayıf hale düşürülmüştü. Ordu birçok cephede adeta mahvedilmişti. 1. Dünya Savaşı'na neredeyse iki buçuk milyon askerle giren koca Osmanlı İmparatorluğu, 1917'de Sina Cephesi'nde ancak 43 bin kişilik bir kuvveti zorla ayakta tutabiliyordu. Savaş yakın bir gelecekte
Sayfa 120 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal 2. Ordu Komutanlığı'ndan ayrılırken, geride 1917 yılında onun adına Urfa'da yaptırılan bir anıt-çeşme bırakmıştı. Anıt-çeşme'yi Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey yaptırmıştı. Anıt-çeşme Çanakkale'de onun emrinde savaşırken şehit düşenler ya da gazi olarak evlerine dönenlerin anısına yaptırılmıştı. Vali konağı önünde yükselen anıta Çanakkale Şehitleri Abidesi adı verilmişti. Anıtın dört cephesine de birer ok işareti ile o yönde hangi ülkeye ya da büyük kente gidileceğini gösteren yazılar kazılmıştı. Bu yollar şöyle adlandırılmıştı: Kafkas Yolu - Hindistan Yolu - Bağdat Yolu - Mustafa Kemal Paşa Caddesi. Mondros ateşkesinden sonra, vatansever bir aydın olarak tanınan Nusret Bey'in Ermenilerin göç ettirilmesi olayında suç işlediği öne sürüldü. Yargılandı. 15 yıl kürek cezasına çarptırıldı. Ancak İngilizlerin baskısı yüzünden 5 Ağustos 1920'de İstanbul'da Beyazıt Meydanı'nda asılarak şehit edildi.
Sayfa 98 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Enver Paşa'nın Mustafa Kemal'e bakışını Ali Fuat (Cebesoy) şöyle değerlendirmiştir: "Enver, Mustafa Kemal'i kendisine rakip olarak görür ve onu kıskanırdı… Zaman zaman Mustafa Kemal'in pervasız, fakat haklı uyarmalarından adeta endişe duymuştu. Sonra onun parlamasını, kendi şöhretine gölge düşürür korkusu ile hiç istememişti… Çanakkale'de yaptığı birbirinden parlak savaşlar ister istemez onu halkoyuna duyurmuş ancak, Mustafa Kemal'e Çanakkale'yi ve dolayısıyla İstanbul'u kurtaran komutan, diyememiştir… Enver bir gün dostlarına; Mustafa Kemal haristir. Ne verseniz az görür, daha fazlasını ister. Kolordu Komutanı yaparsınız, Ordu Komutanlığını ister. Ordu Komutanı yaparsınız, Harbiye Nazırlığı'na talip olur, demiştir… Belki doğrudur. Fakat Mustafa Kemal'in ihtirası şahsi değildir, vatana hizmet aşkıdır… Fakat şunu söylemek gerekir ki, aralarındaki geçimsizlik ve rekabete rağmen, Enver Paşa Mustafa Kemal'in istikbali ile oynamamıştır."
Sayfa 74 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
İtilaf Kuvvetleri'nin diğer önemli bir hatası ise Liman von Sanders'in de değerlendirdiği gibi; Çanakkale'ye büyük bir çıkarma hareketi yapıp, aynı zamanda veya çıkarmadan önce donanma ile Boğazı zorlamaya çalışmamış olmalarıdır.5 Bu görüşü, İngiliz Generali Aspinali Oglander de yazdığı "Çanakkale Muharebeleri" kitabında
Sayfa 67 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Mustafa Kemal Çanakkale'yi Anlatıyor
Mustafa Kemal, gazeteci Ruşen Eşref Unaydın ile yaptığı görüşmede, Çanakkale Savaşı'na katılan ve bir çoğu şehit düşen Türk kuvvetlerine şöyle teşekkür etmiştir: "İngilizler, Arburnu çıkarmasında, bu cephedeki muharebelerde kumandanlarının, askerlerinin gösterdikleri cesareti, metaneti, cengaverce meziyetleri son derece övücü bir dille anmakta ve ilan etmektedirler. Fakat düşünün ki bütün muharebe vasıtalariyle mükemmel surette donatılmış olarak büyük bir inat ve azimle Arıburnu kıyılarına ayak basan düşmanımız gene o kıyı kenarlarında kalmağa mecbur olmuştur. Bundan dolayı subaylarımız, askerlerimiz vatanseverlikleri ve dini hisleriyle, milletlerine yaraşır yiğitlikleriyle bu derece kuvvetli bir düşmana karşı taht şehrinin (İstanbul'un) kapılarını korumakla gerçekten iftihar etmeğe değer bir mevki kazanmışlardır. Kumanda ettiğim bütün kıt'aları subaylarını, erlerini birer birer takdir ederim. Bu ulu maksat uğrunda canlarını kahramanca feda eden mukaddes şehitlerimizi derin ve ebedi bir saygı ile yadederim.
Reklam
Şurası çok açık ki Atatürk cehalete düşmandı. Bu yüzden de eğitim onun için ön planda geliyordu. Neticede, Millî Mücadele'nin en zor günlerinde bir Eğitim Kongresi toplayan bir liderdir. Üstelik şartların daha çetin hale gelmesine rağmen bu kongreyi iptal etmemiştir. Az önce müzik talebelerini yurt dışına göndermesinden örnek verdik, devam
1917de urfada Mustafa Kemal caddesi ve urfa mutasarrıfı nusret bey.
Mustafa Kemal 2. Ordu Komutanlığı'ndan ayrılırken, geri­ de 1917 yılında onun adına Urfa'da yaptırılan bir anıt-çeşme bırakmıştı. Anıt-çeşme'yi Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey yaptırmıştı. Anıt-çeşme Çanakkale'de onun emrinde savaşırken şehit düşenler ya da gazi olarak evlerine dönenlerin anısına yaptırıl­mıştı. Vali konağı önünde yükselen anıta Çanakkale Şehitleri Abidesi adı verilmişti. Anıtın dört cephesine de birer ok işareti ile o yönde hangi ülkeye ya da büyük kente gidileceğini göste­ren yazılar kazılmıştı. Bu yollar şöyle adlandırılmıştı: Kafkas Yolu - Hindistan Yolu - Bağdat Yolu - Mustafa Kemal Paşa Cad­desi. Mondros ateşkesinden sonra, vatansever bir aydın olarak tanınan Nusret Bey'in Ermenilerin göç ettirilmesi olayında suç işlediği öne sürüldü. Yargılandı. 15 yıl kürek cezasına çarptı­rıldı. Ancak İngilizlerin baskısı yüzünden 5 Ağustos 1920'de İstanbul'da Beyazıt Meydanı'nda asılarak şehit edildi.
Falih Rıfkı Atay
_Çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden, Osmanlı idik. Vatan sözü yasaktı. Padişahın kulları idik. Okul çıkışında ’Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık. Arap’a Arap, Arnavut’a Arnavut, Rum’a Rum, fakat kendimize Osmanlı derdik. Bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.